Süleymaniye Camii Tarihi ve İbadete Açılısı (7 Haziran 1557)

0 yorum gönderilmiş.
 Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman Han tarafından imparatorluğun gücünü göstermek adına Mimar Sinan'a yaptırılmış. Camii ve külliyesi 7 senede bitirilmiş. Bu uzun süre Kanuni'nin canını sıkmış. Dedikodular yayılmaya başlamış. Kanuni bir ikindi vakti Süleymaniye'ye gider. Muhteşem yapının içine girdiğinde Sinan tam da söylendiği gibi camide oturmuş nargilesini fokurdamaktaydı. Sultan gözlerine inanamamış. Tok sesiyle ve bütün haşmetiyle; "Bu ne iştir Mimarbaşı?" diye sorar. Halbuki Mimar Sinan'ın içtiği nargilede tömbeki yoktur. İçtiği sadece suymuş. Nargilenin fokurtularını dinleyerek camiini akustiğini ölçmeye çalışıyormuş. İmamın sesinin, aynı oranda bütün camiye nasıl ulaşacağını hesaplıyormuş. Bunun için Anadolu'nun değişik köşelerinden 65 adet dev turşu küpü getirilmiş. Küplerin içleri boş, ağızları dışarı gelecek şekilde kubbenin eteklerine dizdirdikten sonra sesin camimin her köşesine en iyi şekilde yaymayı başarınca Kanuni Sinan'ın niyetini anlayıp hemen bağışlamış.
 Mimar Sinan yapının içine bir de hava koridoru inşa etmiş. Süleymaniye 275 dev kandile aydınlatılıyor. Bu kandillerden çıkan is camiye zarar vermesin ve cemaati rahatsız etmesin diye orta kapının üzerine küçük bir odacık yaptırır. Böylece islerin bu odada toplanmasını sağlamış. Bu bölmenin içine özel bir nemlendirme sistemi de kurmuş. Odada toplanan islerden, dönemin en kaliteli mürekkebini yaptırır.
 Duvarlardaki o muhteşem kalem işleri, yazılar, süslemeler, damıtılan o mürekkeple yapılmış. İsin bir odada toplanmasını sağlayan, hava akımını içeri alan o 2 oyuktan içeriye bakıldığında, birinden caminin içindeki Allah, diğerinden ise Muhammed yazılı dev levhaların görülür. Süleymaniye'nin hangi köşesi, hangi duvarı, hangi açısı ölçülürse ölçülsün sayısal olarak Allah kelimesi ve katları çıkarmış.

Tünel - The Tunnel (2011)

0 yorum gönderilmiş.
  Az önce izlenilen düşük bütçeyle çekilmiş korku-gerilim türünde, 2007 yılı Ekim ayında olaylardan esinlenilmiş, resmi polis kayıtlarının içerildiği ve olaya karışan kişilerin röportaj yapmayı kabul etmemesi gibi açıklamalarla başlaması ilgi çekici bir ilerleyişinin olduğunu ve benzer yapımlardan daha farklı, ve kesinlikle ailece izlenmesi önerilmeyen ve türü sevenlerin kaçırılmaması gereken bir film diye düşünüyor Halil.  Konusuna değinilmek gerekirse 1900'lü yıllarda yapılan tren yolu şebekesinin zaman içerisinde ihtiyaçlara göre yenilendikçe eski sistem şehrin altında kalmaya devam ediyor. Şehrin su ihtiyacı için depolama tesislerinin yapılması gündemdeyken bu tünellerin düzenlenerek su deposu olarak kullanılması teklifi ediliyor. Ancak tünelleri kimsesiz, evsiz insanların işgal etmesi sebebiyle bu işi yapmak istenmediği söyleniliyor. Oysa bu işe karar veren insanlar ise tünellerin boş olduğunu, kimsenin yaşamadığını söyleyerek önlerinde bir engel bulunmadığını ifade edilince 1i bayan 4 kişilik bir gazeteci grubu orada yaşayanların hikayesini görüntülemeye karar verip tünellere inerler. Ellerinde bir harita ile tünele girip, ilerlendikçe haritada olmayan labirentin içine girerler. Her yer zifiri karanlık, ellerinde birkaç fener ve 2 kamera. Labirentler içinde ilerlerken bulundukları odanın içinde çekim yapılırken, ekipten birisi sessizlik içinde ekstra sesleri bularak yan odadan sesi kayıt etmek ister ve bir anda bir şekilde o kişi kaybolur. Gerisini okumayın izleyin. 

Paris'te 100 Öpücük (20 Tanesi Görüntülendi)

1 yorum gönderilmiş.
Fransa'da müzik okuyan 28 yaşındaki Tayvanlı Yang Ya-Ching isminde bir bayan  Paris sokaklarında rastladığı 100 farklı yabancıyla öpüşüp, fotoğrafları blogunda paylaşması üzerine olan ilginç projesini keşfetmekte bayağı bir geç kalındığı söylenir. Üstelik geçen sene çıkardığı seçme fotoğrafların toplandığı kitabında yer almamak üzücü :P İlginizi çekerse blog adresi burada 




















Bensiz Hayatım - My Life Without Me (2003)

0 yorum gönderilmiş.
Konuya bakıldığın ne kadar klişe olduğu farkediliyor: Size ihtiyacı olan 2 küçük kız çocuğu ve işsiz eşi olan annesinin arka bahçede küçük karavanda yaşayan 23 yaşında bir bayan; 2 ay ömrünün olduğunu öğrendiğinde bunu herkesten saklayıp ölmeden önce yapılacaklar listesi hazırlıyor. İlk başlarda saçma  çok bencilce bulunsa da sevdiklerine hazırladığı sürprizler, hiç yapmadığı tatmadığı bir sürü şeyler var bu listede. Mesela başka bir adamı kendine aşık etmek şıkkı filmin ilerleyen dakikalarda sizi duygulandırıyor. Listede çocukları, sevgilisi, kocası ve annesi için kaydedeceği kasetler. Özellikle 18 yaşlarına gelinceye kadar her yıla özel çocukları için doldurduğu yaş günü kasetleri ise çok hoş. Bir ara dikkati çeken sevdiği eşini başka bir adamla aldatması. Bunun yerine eşiyle geri kalan günlerini geçirebilirdi diye düşünüyor insan. Böyle yapmasının sebebi eşinin 17 yaşında hayatına giren ilk erkek olması ve ikinci bir erkek tanımak istemesi. Çocukları için evinin yan tarafına taşınan kişiyi  yeni bir anne bulma telaşı kısaca yaşamının son anlarını çabalayan, daha iyi şeyler yapmaya çalışan bir kadın. Bu iç burkan konu öyle acındırmadan ve gerçekçi anlatılmış ki inceden ağlıyorsun. Kurgu muhteşem, oyunculuk izlenmeye, müzikleri dinlenilmeye değer.

Kıyamet Gecesi - Vanishing On 7th Street (2010)

0 yorum gönderilmiş.
  Konusu  karanlıkta geride sadece kıyafetleri kalarak kaybolan insanların bulunduğu bir şehirde bir grup insanın şehrin 7.caddedeki barda toplanması ve belkide dünyada kalan son insanlar olduklarını düşünerek korku içinde bir maceraya düşecek olmasından ve kıyamet içerikli oluşu bir kaç ay öncesinden indirip arşivine eklenir ve geçen hafta arkadaşıyla orijinal isminin "zekice" çevrilişinden ilgilenip, türünün gerilim, gizem ve korku olması ve üstelik sinema gösterime girmemiş olmamasından etkilenip izlenmeye başlanılır. Sonuna kadar bir şeyler olacak diye beklenir ama tamamen aynı tekdüzelikle ilerler ve sonuç: Kim neydi? Ne oldu? Nereye gidiyordu? Küçük kız kimdi?  vs yığınla soru işaretli belirsiz biter.  Hayata izlenilen en berbat filmlerden olmalı. Kesinlikle zaman ve para kaybı. Sinemaya gidip izlemeyi düşünenlere kesinlikle önermiyoruz.

Mesth feat. Cevap & Sonnur - Keşkelerle Süslenen Sonbahar müzik ve şarkı sözleri

0 yorum gönderilmiş.
İki hafta öncesi internette gezinirken amatörce söyleyen kişilerin tek parçaların bulunduğu bir klasör albümünü indirdikten sonra birinin parça ve şarkı sözlerini kişisel alanımda ekleme ihtiyaç hissettirir. 
Mesth feat. Cevap & Sonnur - Keşkelerle Süslenen Sonbahar

Mesth feat. Cevap & Sonnur - Keşkelerle Süslenen Sonbahar
Sonnur:
Elvedayla süslenmiş bir yarının dünündeyim
Kimbilir belki doğmamış melekler rolundeyim
Keşkelerle dolu sonbaharın demindeyim
Bilinmez yolların özleminde tam önündeyim

Mesth:
Şimdilerde özlemimde yaşattığım bir kalem var
Kadere ağlayan bir de beyaz kağıt..
Yaşanılan bu yaşlılıkta gizli dramatik ağıt ve
Kelimelerse yargılanan hüzünlü bir sanık..
Karanlık ortasında yazdığım iki kelimem kabus oldu
Aydınlık menzilimde mutluluk doğdu
Bir çift sözle aranılan huzur vardı
Kör bi gözle kayboldu lakin o göz yaşla doldu..
1930 KÖYLÜ HALKIN EFENDİSİ,
+ 76 2000+6 KÖYLÜ AL ANANI KAYBOL YIKIL KARŞIMDAN LAN !!
ömrümün yıkık sokaklarında bulduğumdur şimdi her kelam
bu sefer dönüşü aldığımdır bir kılıç
bin kılıç yetmez cesareti yenmeye
para değmez ihaneti yermeye
mezara kimse gelmez gömmeye
lakin emanettir beden gölgeye..
Nakararat * 2 ( Sonnur )

Cevap:
Şarkılara vurdum kendimi durgun sularda yorgun bekçi
Elvedalar hatıralar yol yapar kalbimin en ücra köşelerinde kurutulur çiçekler
Kaybolur yolu bulursa son hedefte zor hedefse seçtiğin çalışmak gerekir en nihayetinde
Gereken tek şey özveriydi, gözleriydi kendimden geçirten
Gözyaşlarım sel olursa boğulup giderim bende..
Boşver ikimizin olsun her bi saniye
Gerek yok ki başka kimseye
Dinmeyen sevgim aksine
Çoğalır her günümde
Uzun yollar var önümde
Duygularım senin yönünde
Ezgilerle bağdaşır tüm ruh halim
Bugün de bitti sağ salim
Yarın çıkar mı belli değil..
Kaderin yönündeyim,
Hayatımın En zor rolündeyim
Ama unutma bu bir oyun değil 

Biliyor musunuz?

0 yorum gönderilmiş.
2011 yılı 25 Nisan günün olduğu takvim yaprağının arka tarafındaki yazıyı ilgisini çekip okuyan var mı Halil gibi?

 Bir kişi;

* % 1 tad alarak, * % 1,5 dokunarak, * % 3,5 koklayarak, * % 11 işiterek,* % 83 görerek öğrenir.
 * Okuduklarının % 10'unu, * işittiklerinin % 20'sinin, * Gördüklerinin % 30'unu, * Hem görüp hem işittiklerinin % 50'sini, * Söylediklerinin % 80'ini, * Davranışları doğrultusunda söylediklerinin % 90'ını hatırlar.

Beni Asla Bırakma ~ Never Let Me Go (2010)

0 yorum gönderilmiş.
Şu sıra izlediği filmlerin en değişiği, konu yönünden yavaş ilerliyor olsa da çoğu sahneleri derinden etkiliyor. Türünün dram oluşuyla tamamen hakkını vermiş Beni asla bırakma" aynı yatılı okulda büyüyen Ruth, Kathy ve Tommy arasıda geçen bir aşk üçgeni filmi. Ama üçü de sıradan insanlardan değil. Ömürleri en iyi ihtimalle 30 yılla sınırlı. Çünkü ana karakterler, zamanı geldiğinde organlarını bağışlamaları için üretilmiş insan klonları. Çektiği kliplerle haklı bir ün edinen Mark Romanek'in yönettiği "Beni Asla Bırakma / Never Let Me Go", Kazuo Ishiguro'nun 2005'te yayımlanan aynı adlı romanının sinema uyarlaması. Başrollerinde Carey Mulligan, Andrew Garfield ve Keira Knightley'i izlediğimiz filmin, genç yıldız ve yıldız adaylarından oluşan bir kadrosu var.
Romanek, filminde hem karakterlerinin özel durumundan kaynaklanan bilimkurgu öğlerinin hikayesine eklemeyi hem de karakterler arasındaki romantizmi sürdürmeyi başarıyor.

Kişisel Blog Yazmaya Başlamanın Nedenleri

0 yorum gönderilmiş.
Öncelikle kendine ait çıkartılan bir gazete gibi düşünmesi ve gerçekten farklı fikirleri paylaşabileceği ve içeriğinin sadece ilgi duyduğu yazıları yazabilecek olması sonuçta ileride faydasını göreceğine inanması hakkında çıkan olumsuz bir duruma karşı blog içerisinde rahatlıkla düşüncelerini duyurabileceğini çok önemli bir araç olamasından dolayı internette kendine has marka oluşturabilmek isteyişi en önemlisi de bu blog sayesinde fazlasıyla sadık izleyiciye ulaşabilmesi ve okuyucular arasında fikir alışverişinde bulunabilmek; yapılan yorumlara, paylaştıkları yazılara, arama motorunda yaptıkları sözcükleri vb birçok farklı kriteri izleyiciler hakkında fikri olabileceği için belki bu kişisel blogu sayesinde iş bulabilir ya da iş bağlantıları kurmak isteyenlerle işin gelmesini sağlayabilir ümidiyle blog yazmaya başlamanın zamanı olduğunu, emeğin karşılığı olarak bir ek gelir elde edebilmek amacıyla Halil; haliyle.blogspot.com adresine ilk kaydını tamamladı.

Denisa Emilia Răducu -Dupa nori apare soarele

0 yorum gönderilmiş.
Bu şarkıyı ilk geçen 2 yıl öncesi Romanya da öğrenci arkadaşı izine gelince evinde önerisi üzerine dinledi.


Denisa Emilia Răducu -Dupa nori apare soarele

Beğeneceğinizi umuyor. :)

E-posta Abone

En son haberler / etkinlik ilanlarına anlık ulaşmak için haber bültenine kayıt olun.

Copyright © 2011 HALİyLe, İçeriği alıp, değiştirip, yayınlayıp ve daha güzelini yazıp linkleyip kapak edin! Zerre gocunup, kıskanmaz ツ